Akidezadeler ''Bir Tatli Huzur'' Kozyataği Kültür Merkezi'nde!

Fırsat Bu Fırsat

İstanbul'un köklü ve önemli sülalelerinden biri olan Akidezadeler ekonomik olarak zor günler yaşamaktadır. Ailenin reisi sayılan İhsan Bey'in büyükçe bir kumar borcu bulunmaktadır. İhsan Bey, yıllardır atalarından kalan hazır mal varlığını geliştirip korumak yerine ailenin diğer fertleriyle yemiş bitirmiştir. İhsan Bey'in kız kardeşi olan Nermin Hanım da lüks ve şatafatlı cemiyet hayatının her anında bulunmuştur. İhsan Bey'in ölen eşinden iki çocuğu vardır. Oğlu Nüvit ve kızı Rüya. Nüvit babasının bir kopyasıdır. Hovardalıkta ve kumarda yıllarca babasından öğrendiklerini tatbik etmiştir. Eğitimlidir, lakin eğitimi üzerine bir yerlerde çalışmayı hiç düşünmemiştir. Kardeşi Rüya da abisi gibi lüks yaşamın nimetlerinden yıllarca yararlanmıştır. Şimdilerde evlilik çağındadır. Bir an önce evlenip kötüye doğru giden aile hayatından kendini kurtarmak istemektedir.

Aldıkları iki haber konağın ortasına düşen bir bomba etkisi yaratmıştır. Yüzyıllardır dedelerinden kendilerine miras kalan konak satılmıştır ve bugün onlar için çok önemli olan cemiyet hayatının bir temsilcisi evlerine teftişe gelecektir. Bu teftiş onlar için neden mi önemlidir? Çünkü teftişin sonunda hak ettiklerine inandıkları ve çok önem verdikleri Cemiyet Nişan'na layık görüleceklerdir. Bu cemiyet, içi boş ne idiği belirsiz olan gösteriş budalası bir konumdur. Hayatlarının hiçbir noktasında toplumun hakikatlerini bilmeyen bir aile olan Akidezadeler için bu ödül vaz geçilmez bir gerçekliktir. Gelin görün ki böylesi kriz yüklü bir günün sabahında konağın tüm çalışanları, hizmetçiler ve uşaklar aylardır alamadıkları maaşlarını bahane ederek konaktan ayrılmıştır. Aile ne yapacağını bilemez bir haldeyken, Nüvit geceden olacakların kokusunu almıştır ve çare olarak arkadaşı Boncuk'u konağa çağırmıştır. Boncuk bu ailenin mensuplarıyla çok farklı bir dünyadandır. Anadolu çocuğudur. Boncuk'un samimiyeti ve şakacı yapısı Nüvit'te yıllardır hasret olduğu bir duyguyu tamamlamaktadır. Boncuk olayların üzerine gider. Yanlış anlamalar, hor görülmeler, aşağılanmalar içerisinde tüm sorunları teker teker çözer. Bir yandan da Nüvit'le Emel'in arasını yapar.

AKİDEZADELER ''BİR TATLI HUZUR'' Oyun Bileti yakala.co'ya özel indirimle 56 TL yerine 36 TL!

*12 Kasım Pazar Günü, Saat:19.00 - Kozyatağı Kültür Merkezi Gazanfer Özcan Gönül Ülkü Sahnesi

Yazan: NEJAT UYGUR

Yöneten: SÜHA UYGUR

Boncuk, sorunların çözüme kavuşmasında zaman zaman kıvrak zekasını, zaman zaman elit dünyanın boş düşünce ve tabularını kullanır. Boncuk sayesinde tüm aile kaybettiği gücüne kavuşurken, hayatlarının en büyük dersi alır. Başkalarını hor görmek, kendimizi küçültmektir. Asil olabilirsiniz, elit olabilirsiniz, zengin olabilirsiniz, peki İnsan olabilecek misiniz?

OYUNCULARIMIZ:

CENGİZ KÜÇÜKAYVAZ (Boncuk) Kayseri eşrafından gelme, buram buram Anadolu kokan bir kişidir. Özü sözü bir olmakla birlikte ağzı iyi laf yapan esnaf özelliğini üzerinde taşıyan, çocukluğundan beri her işi yapmış, alın terinin kıymetini bilen bir kişidir. Asillik, elitlik gibi kavramların onun hayatında yeri yoktur. Başkalarının derdine derman olmak, onun için önemlidir. Mizah onun ayrılmaz bir parçasıdır. Bilir ki hangi sorun ne kadar derin olursa olsun gülümsemekle başlayan mücadele sorunu çözmekte işini kolaylaştıracaktır. Geleneksel Türk Tiyatrosunun İbişinin tüm özelliklerini üzerinde taşımaktadır. Hiç beklenmeyen anlarda kıvrak zekası ve açık sözlülüğü sayesinde konuya yabancılaşan kişiler onun sayesinde gerçeği dramatize etmek yerine özünü kavraya bilir.

SOMER KARVAN (Nüvit Akidezade) Akide zade sülalesinin temel özelliklerini üzerinde taşır.Alt sınıfların varlığı onun içinde çok önemli değildir. Ancak Nüvit yine de evde ki erozyonu ve kapalı hayatı fark ederek dışarı açılmış bu esnada Boncukla arkadaş olmuş onun ilginçliğinde hayatında değişimler yaşamaya başlamıştır. Romantiktir. Emele aşıktır.

SEHER TERZİ (Nermin Hala) Akide zade sülalesinden gelme, yüksek eğitimli, kendini beğenmiş, toplum gerçeklerinden uzak, nobran, bir kişiliktir. Başka sınıflardan olan insanlar onun için yok sayılacak durumdadır. Gösteriş budalasıdır. Müzayedelerde resim galerilerinde antika galerilerinde çokça zaman harcamıştır. Sadrazamın akrabası olmak onun için en büyük kaynağıdır. Cemiyet hayatının gerçekleri içinde hayal görmektedir.

KİRKOR DİNÇKAYIKÇI (İhsan Akidezade) Asil zade sülalesinin mensubu olarak yetişmiş hiçbir işi becerememiş bir kişiliktir. Ellerinde atalarından kalma paraları harcamada üstüne yok denecek bir kabiliyet göstermiştir. Kumarda büyük paralar kaybetmiştir. Başkalarının değer yargılarına önem vermemektedir. Evin hizmetçileri onun yüzünden işinden olmuştur. Kendini beğenen ukala bir mizacı vardır. Bir yandan da işine gelen her konuda son derece çıkarcı davranır.

GÜRAY YAZICI (Cemiyet Temsilcisi)

BURCU TUNA(Rüya Akidezade) Akide zadelerin tipik bir yansımasıdır. Ailenin açmazlarından sıkılmıştır. İçinde bulundukları durumdan kurtulmanın yolunu bir an önce evlenmekte aramaktadır. Hayatı tanımaz, Romantiktir. Onun için varoluş kendiyle başlar kendiyle biter. Kendi bu gezegenin olmazsa olmazıdır. Bencildir.

DENİZ YILMAZ (Emel Hanzade) Emel, Akide zadeler gibi köklü ve elit olan Hanzadelerden gelmektedir. Emelin varlığı bize oyunda yaşanan üstenci bakış açısının, sadece bu aileye ait olmadığını, bunun bir sınıfsal sorun ve farklılık olduğunu anlatmaktadır. Emel sayesinde aslında Akide zadelerde yaşanan sorunların benzerlerinin Hanzadelerde ya da başka zadelerde de olduğunu anlarız. Emel Romantiktir. Nüvit'e âşıktır ancak neden âşık olduğunu oda bilmez. Babası emelin Nüvitle evlenmesini istemektedir. Bu evlilik güce güç katma politikasının ya da güç kaybının engellenmesinin bir sözleşmesidir.

ORÇUN TANSOYLU (Nükrettin Çizerdikeroğlu) Nükrettin Çizerdikeroğlu: Nişantaşı ve diğer elit İstanbul semtlerinin moda tasarımcısıdır. Meslekte yılların verdiği pişkinlik onda efemine bir tavır geliştirmiştir. Zeki görünmeye çalışırken aptallığını daha çok ele verir. Bunu da dedikodu yaparak kapatır.

OYUNUN AMACI:

Oyunumuz iki perdelik bir komedidir. Geleneksel Türk Tiyatrosu'nun en önemli yapı taşlarından olan orta oyununun kurgusu, dili ve mantık dizgesi üzerine kurulmuştur. Tiyatromuzun ulusal kimliğini, evrensel tiyatro değerleriyle buluşturup, geliştirebilmek, gelecek kuşaklara aktarmak bizlerin asli görevidir. Bunun için de öncelikle; kültürümüzün yansıması olan Geleneksel Tiyatro biçimlerini, farklı örneklemelerle buluşturmak gerekmektedir. Geleneksel Türk Tiyatrosu'nda yer alan oyuncunun söz ve hareket komiğiyle kıvrak zekasını seyirciye sunduğu, içinde hiciv ve de taşlamanın olduğu kurgusal dünya, Tanzimat Dönemi'yle yeni bir boyut kazanmıştır. Tanzimat Dönemi, batı menşeili edebiyat eserlerinin ve tiyatro oyunlarının adapte edilerek Türk oyun yazarlığının ivme kazanmasına olanak sağlamıştır. Geleneksel yapıda, usta çırak ilişkisi ve görgüsü içerisinde yeniliği zor kabul eden orta oyunu, Tanzimat dönemiyle beraber farklılaşmaya başlamıştır. Toplumun içerisine nüfus etmeye başlayan özellikle Fransızca kelimeleri, değimleri, jestleri ve yabancılaşmaları kullanarak toplumla yenilikçilik arasında köprü vazifesini görmüştür. Bu batı taklitçiliğini hem küçümseyen hem de ondan yararlanan pozitif bir yaklaşımdır. Kendi eleştirisini kendi içinde yaparak, çözümün yine Anadolu topraklarının zengin kültüründe olduğuna işaret eder. Oyunumuzun geçtiği mekan tarihi bir konaktır. Bunun anlamı tarihin derinliği ve zenginlidir. Konakta yaşayan Akidezadeler, yenilikçiliği köklerini yok saymak olarak algılamış bir hayat tarzının içerisindedir. Bu durum aile bağlarını oluşturan değerleri yok saydığı gibi aynı zamanda yavanlaşmayı da doğurur. Konaklar; dedelerden torunlara, kuşaklar boyu hayatların harmanlandığı özel mekanlardır. Dünya edebiyatında konaklar üzerinden hayatların sorgulandığı birçok eser gösterebiliriz. Bu tarafıyla ko