Kız Kulesi'nde İftar Ziyafeti 109 TL

Fırsat Bu Fırsat

• Kız Kulesi'nde İftar Ziyafeti 109 TL (175 TL değerinde)

İftar Menüsü

İftariyelikler

• Ezine Beyaz Peyniri
• Pastırma
• Zeytin
• Hurma
• Süzme Cacık
• Zeytinyağlı Biber Dolma
• Babaganuş

Çorba

• Lebeniye Çorbası

Ara Sıcaklar

• Beğendili Börek (Süzme yoğurt ve reyhanlı domates salatası ile)
• Cevizli Saray Böreği (Sumaklı ve yoğurtlu semizotu salatası ile)
• Pastırma ve Ispanak Hassa Böreği (Fesleğenli domates sos eşliğinde)

Mevsim Salata

Ana Yemekler

• Kırma Tavuk Kebabı (Sirkeli ve Pastırmalı soğan Kavurma ve ekşi aş ile)
• Kuzu İncik Elbasan (İç pilav ve kekik sos ile)
• Keşkekli Dana Külbastı (Safranlı Pilav ve mürdüm eriği sos ile)

Tatlılar

• Bademli Güllaç
• Karamelli Trileçe
• Vişneli Ekmek Kadayıfı (Dondurma eşliğinde)

Misafirler ara sıcak, ana yemek ve tatlı için seçeneklerden sadece birini tercih edebilecektir.

İçecekler

Limitsiz Meşrubat, Su, Çay ve Filtre Kahve

TEKNE ULAŞIMI

• Kabataş İskelesi: 20.00, 20.30 ve 21.00
• Üsküdar İskelesi: 20.15'ten sonra sürekli sefer

Kız Kulesi'nin Hikâyesi

Geçmişi 2500 yıl öncesine dayanan bu eşsiz yapı, İstanbul'un tarihine eş bir tarih yaşamış ve bu kentin yaşadıklarına görgü şahitliği yapmıştır. Antik çağda başlayan geçmişiyle, Eski Yunan'dan Bizans İmparatorluğu'na, Bizans'tan, Osmanlıya, tüm tarihi dönemlerde var olarak günümüze kadar gelmiştir.

Tarihte Kız Kulesi'nin üzerinde yer aldığı kayalıktan ilk kez M.Ö. 410'da söz edilir. Anlatılanlara göre; önceleri Asya sahillerinin bir çıkıntısı olan kara parçası zamanla sahilden kopmuş ve Kızkulesi'nin üzerinde bulunduğu adacık oluşur. Boğaz'a girip çıkan gemileri denetlemek amacıyla bu küçük ada üzerine bir kule inşa edilmesiyle, Kız Kulesi'nin miladi öyküsü başlar.

Roma Dönemi'nde düşman gemilerini Boğaz'a sokmamak adına kullanılan Kız Kulesi, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra yıktırılır ve yerine taştan, içerisine toplar yerleştirilen küçük bir kalecik yapılır. Kule, Osmanlı döneminde savunma kalesi olmaktan çok bir gösteri platformu olarak kullanılır. Çevresinin sığ olması sebebiyle 17. asırdan sonra kuleye bir de fener konulmasıyla, kule artık deniz feneri olarak hizmet vermeye başlar. Kuledeki toplar da bu dönemde artık korunma için değil, merasimlerde selamlama için atılır.

Ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş devrine girmesi ile Kızkulesi, tekrar savunma kalesi olarak kullanılmaya başlar. Daha önce eğlenceler ve kutlamalar için yapılan top atışları, bu dönemde artık savunma amaçlı yapılır.

Kule, 1830'larda ise kolera salgınının şehre yayılmaması için karantina hastanesine dönüşür. Kız Kulesi'nde tesis edilen bu hastanede uygulanan karantina ile salgının yayılması önlenmiştir.