Rumeli Kavaği Telli Baba Çay Bahçesi'nde Paşa Kahvaltisi!

Fırsat Bu Fırsat

Tüm kahvaltı ürünleri, özel olarak getiriliyor, özenle hazırlanıyor, mükemmeliyetle sunuluyor!

Yok böyle kahvaltı! Rumeli Kavağı'nda Boğaz'ın doyumsuz manzarası eşliğinde haftanın her günü meşhur paşa kahvaltısı... Kaz Dağları'ndan ve Rize Ayder'den gelen kahvaltı ürünlerine bayılacaksın! Görüntüsü ayrı, çeşitleriyle ayrı, lezzetiyle ayrı muhteşem... Kahvaltının tüm olmazsa olmazları, 1950 yılından beri Türkiye'nin en ünlü isimlerini ağırlayan Rumeli Kavağı'nda bulunan Telli Baba Çay Bahçesi'nde!

Paşa kahvaltısında neler var?

• Fırında kaşar sucuklu ekmek
• Halis zeytinyağı ve dağ kekiği
• Beyaz peynir
• Çörek otlu tulum peyniri (Kaz dağları)
• Tahin - pekmez (Kaz dağları)
• Kaşar peyniri
• Yeşil zeytin (Kaz dağları)
• Siyah zeytin (Kaz dağları)
• Tereyağı (Kaz dağları)
• Reçel (Kaynanamın)
• Domates
• Salatalık
• Yumurta
• Limitsiz Çay

Rumeli Kavağı'nda bulunan Telli Baba Çay Bahçesi'nde çok özel malzemelerle bezeli ve sınırsız çay eşliğindeki paşa kahvaltısı:

1 kişi için 35 TL yerine 19,90 TL!

2 kişi için 70 TL yerine 35 TL!

Daha fazla bilgi için www.tellibabacaybahcesi.com adresine bakabilir, yakala.co kupon kodunla birlikte 0542 665 81 41 ve 0212 242 04 96 no'lu telefonlardan indirimli rezervasyonunu yaptırabilirsin.

Telli Baba Çay Bahçesi'nden...

Sene 1950; su yok, elektrik yok... Hatta yol bile yok, bildiğiniz; sadece bir patika var... Ne akla hizmet ya da ne cesaret bilinmiyor ama sonuçta bir hizmetin ilk kazmasını vurmuşlar büyüklerimiz... Evden, annelerinden gizli, misafirler için alınan tabakları aşırıp kiraya vermişler çarkı çevirmek adına... Ve o yıllarda başlamışlar çayı demlemeye. Sene 1950 ve demleme başlamış. Daha sonraları talep artınca gelenlerin oturmaları için hasır vermişler kiraya. Ve ardından evde anneye yaptırılan börekler, köfteler pazarlanmaya başlanmış. Ama bu da bir sorunu getirmiş ardından; annenin isyanı! 1953'te ilk mutfağı kurmuşlar, derme çatma yöntemlerle. Leğenlerde yıkanan bulaşıklar ve evden gelen tencerelerde kızartılan börekler... Eşref Ustanın köftesi girince devreye ev halkı rahatlamış. Merkeplerle taşınan sular ardından motosiklet ile taşınmaya başlanmış. Dükkan para kazanmaya başlayınca ilk iş olarak jeneratör alınmış, önden çevirmeli... Personel misafirlerimize hizmet ederken, büyüklerimiz boş durmamış. Kazmaya devam... Her sandalyesinde, masasında alın teri ve göz nuru var.. Yanlış duymadınız, masa ve sandalyelerini kendileri yapmışlar. Deniz kenarındaki askeri tabyadan almış ismini yöre. Tellitabya... Asya'dan Avrupa'ya çekilmiş çelik halatları görmüş bu dükkan... Rusya'dan sürüklenen dev buzulları görmüş... Ne gelinler ne damatlar... Nikahtan gelip, burada ayrılanları görmüş. Gelinliğiyle kocasına değil de yavuklusuna kaçanları görmüş bu dükkan... Kıbrıs harbinde Sn. Rauf Denktaş'ı muhafaza etmiş bu dükkan. Eski Cumhurbaşkanlarımızdan merhum Turgut Özal'ı, Sn. Tansu Çiller'i, Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nu, merhum Vehbi Koç'u ve nice tanınmış simayı ağırlamış bu dükkan... Şimdilerde ikinci ve üçüncü nesil hizmet için çalışıyor. 1950'de başlayan demlemeyi hala sürdürüyor. Büyük bir titizlik ile... O zamanlar gelen gelin ve damatların torunları da bizi yalnız bırakmıyor. Dile kolay, yarım asrı devirmiş bu çınar. İstanbul'da az kalmış bu tür yerlerin nice yarım asırlarda ayakta kalması dileği ile...