Yüzlerce Yıllık Türk Kültürü Mirasının Yaşadığı Topraklar Kırım! 3* ve 4* Otellerde 4 Gece 5 Gün Konaklamalı Kırım Gezisi 999 TL!

Fırsat Detayları

1. GÜN: İSTANBUL - SİMFEROPOL (AKMESÇİT)

İstanbul / Simferopol: Atatürk Havalimanı Dış hatlar terminalinde Nikya Turizm kontuarında buluşma. Ardından Türk Hava Yolları tarifeli uçağımız ile Kırım'ın başkenti Simferopol kentine hareket ediyoruz. 1 saatlik uçuş sonrası Simferopol'e varıyoruz. Pasaport ve gümrük işlemlerinden sonra bizi bekleyen Türkçe rehberimiz eşliğinde özel transfer aracımız ile otelimize hareket ediyoruz. Otelimize yerleştikten sonra özel aracımız eşliğinde şehir merkezine gidiyoruz. Burada yarım günlük panoramik tarihi şehir turu yapıyoruz. Tur kapsamında göreceğimiz yerler: Sovyet Devrimi'nin önderi Lenin'in heykeli, Rus edebiyatının en büyük ismi Puşkin'in anıtı, "Savaş ve Barış" gibi dünya çapında üne sahip aynı zamanda Türkiye'li okuyucuların da yakından tanıdığı Lev Tolstoy'un yaşadığı ev, kimya bilimindeki periyodik cetveli bulan ve geliştiren dünyaca ünlü Rus kimyager ve bilim adamı Mendelev ile Karadeniz ve İstanbul resimleri ile ünlü 19. Asrın romantik Rus ressamı Ivan Konstantinoviç Ayvazovski gibi ünlülerin okudukları lise, Sovyetler Birliği'nin 27 milyon insan kaybı verdiği 2. Dünya harbine atfen dikilen meçhul asker anıtı, Rus akademi tiyatrosu binası ile Sovyetler Birliği'nin Alman Nazi faşizmi karşısında yürüttüğü ve "Büyük Anayurt Savaşı" adıyla anılan 1945 zaferi anısına yapılmış bulunan anıt, abide ve heykeller. Türkçe ismi Akmesçit olan Simferopol şehrinin en eski yapısı olarak kabul edilen, 1508 yılında inşa edildiği ve 1740 senesinde onarıldığı bilinen meşhur Kebir Camii ve, 2. Dünya Savaşı'nın henüz devam ettiği 1944 senesinde sürüldükleri Orta Asya'dan memleketlerine geri dönen Kırım Tatarlarının Sovyetler Birliği'nin resmen dağıldığı 1991 yılında düzenledikleri "II. Kırım Tatar Millî Kurultayı"nda aldıkları kararla kurulan "Tatar Milli Meclis'ine gezi. Bu keyifli turumuzu burada noktalayıp otelimize gidiyoruz. Otelimize döndükten sonra serbest zaman. Ardından dileyen misafirlerimiz için Akmesçit'in (Simferopol) ünlü bir Tatar restoranında, otantik bir havada akşam yemeği yiyoruz.

2. GÜN: BAHÇESARAY ve YEVPATORİYA (GÖZLEVE)

Sabah Simferopol'de otelimizdeki kahvaltının sonrasında Kırım Tatarlarının tarihi başşehri Bahçesaray'a doğru hareket ediyoruz. Osmanlı İmparatorluğu'nun en büyük müttefiki ve aynı zamanda Rus Çarlığı'nın uzun çağlar boyunca korkulu rüyası olmuş, Kırım Hanlığı'nın merkezi Bahçesaray'da esas ve öncelikli olarak meşhur Hansaray'ı görüyoruz. Bahçesaray'daki panoramik şehir turumuzda görüp, gezeceğimiz başlıca abide-i eserler şu şekildedir: 1707 yılında Selim Giray Han tarafından yaptırılan, şehrin aynı zamanda en eski camii unvanına sahip, kentin her tarafından görülebilen Tahtalı Cami; Türkçü, Turancı görüşün ideologlarından, yaşamını Türk halklarının birlik ve dayanışmasına adayan eğitimci, yayıncı ve politikacı, büyük entelektüel Kırım Tatarı Gaspıralı İsmail Bey'in naşının yattığı türbesi; Kırım Hanı Giray tarafından, ölen cariyesi ve aynı zamanda sevgilisi olan Dilara adlı kadına atfen Fars kökenli bir taş ustasına yaptırılan, Topkapı Sarayı'nın meşhur çeşmelerinden birisine benzerliğiyle bilinen ve 1820 yılında ünlü Rus şairi Puşkin'in ziyaret edip de dört sene aradan sonra üzerine bir şiir yazdığı ünlü Gözyaşı Çeşmesi ile aynı adlı camii; Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim'in kayınpederi olan I. Mengli Giray Han tarafından, tüm Kuzey Kafkasya'dan Ural Dağlarına kadar hizmet verecek bir kurum olarak yaptırılan Zincirli Medrese; 16. yüzyıl sonlarında Kırım Hanlığı'nı yöneten, başarılı bir devlet adamı ve asker kimliğinin yanı sıra iyi bir şair ve besteci olarak da tarihte bilinen, I. Devlet Giray'ın oğlu Gazi Giray Han'ın türbesi; Topkapı Sarayı örnek alınarak 1. Mengli Giray tarafında yapılan ve Kırım Hanlarının yaklaşık 400 yıl boyunca kullandıkları, tarihte nice işgal ve yıkımlar yaşamış olan ve yakın zamanda Türkiye Cumhuriyeti tarafından restore edilen "Hansaray". Öğle yemeğini Bahçesaray'da ünlü otantik bir restoranda yiyoruz. Yemekten sonra yol üstünde; 8.ve 19. yüzyıllar arası yerleşime açık kalmış, Neolitik çağdan beri yaşamın olduğu ve - "Yahudi Kalesi" olarak da bilinen, 8. asırda Hazar Türkleri tarafından yapılmış olan "Çufutkale" adlı ortaçağ kalesi ve mağara kentini görüyoruz. Çufutkale'den sonra, Antik Yunan dönemine kadar giden bir tarihçeye sahip, tarih boyunca Hazarlardan Moğol imparatorluğuna kadar farklı uygarlıklar tarafından zapt edilmiş, eski Osmanlı şehri Yevpatoriya'ya (Gözleve) hareket ediyoruz. Yevpatoriya kentinde, yerel rehberimiz öncülüğünde mini bir şehir turu yapıyoruz. Şehir gezimiz boyunca göreceğimiz eserler; Mimar Sinan'ın en kuzeydeki eseri olan, 1552 ile 1564 yılları arasında yaptırılan, Kırım'ın en büyük ve en güzel camiisi olarak kabul edilen Tatar-Han Camii (Cuma Camii); kentin Osmanlılardan kalma en eski eseri 500 yıllık Türk hamamı, ünlü Tatar şairi Ömer Gezlevi'nin heykeli ile tarihi Odun Pazarı Kapısı. Buradaki turumuzu da bitirdikten sonra akşama doğru transfer aracımıza binerek; Tatarca ismi "Akyar" olan ve Sovyetler Birliği döneminde yasak-kapalı şehir konumunda olan ve bugün de özerk şehir statüsü ile Kırım yarımadasının en büyük kentlerinden birisi olarak bilinen Sivastopol kentine doğru hareket ediyoruz. Sivastopol'de konaklayacağımız otele yerleştikten sonra serbest zaman. Sonrasında arzu eden misafirlerimiz için kentin ünlü bir Tatar restoranında müzikli-eğlenceli "Kırım Tatar Gecesi"ne katılıyoruz.

3. GÜN: SİVASTOPOL (AKYAR) - YALTA

Sivastopol'deki otelimizde kahvaltı yaptıktan sonra rehberimiz eşliğinde şehir turuna çıkıyoruz. Tur esnasında göreceğimiz belli başlı yer ve eserler şu şekilde: Sabornaya Camiisi, Kırım Savaşı amirali Nahimov'un Anıtı, Lenin heykeli, Rus Drama Tiyatrosu Binası, şehrin ünlüler arkı, kentin simgelerinden meşhur batık gemiler abidesi ile Kırım Savaşı anıtı. Bu kısa panoramik gezimizden sonra; Osmanlı'nın da dâhil olduğu, 1854-1856 yılları arasında meydana gelen Kırım Savaşı'nın, cephe, muharebe ve meydanlarının 3 boyutlu ve kronolojik sıraya uygun olarak gerçekçi materyaller ile 360 dereceli bir platformda sergilendiği ünlü Panorama Müzesi'ne giriyoruz. Müzeden çıktıktan sonra, Kırım Savaşı sırasında şehit olan Osmanlı askerlerinin yattığı, günümüzden sadece 6 sene kadar önce Türkiye'nin Ukrayna-Kiev Büyükelçiliği tarafından restore ettirilip bakımı yapılan, nice Anadolu gencinin ebedi istirahatgahı konumunda olan büyük "Kırım Türk Şehitliği"ni ziyaret ediyoruz. Şehitlikten ayrıldıktan sonra; halen Rus ve Ukrayna donanmalarının ortaklaşa kullandıkları; içerisinde sayısız savaş gemisi, destroyer, nükleer denizaltı, buz kırıcı ve diğer türde envai çeşit geminin bulunduğu Sivastopol'ün ünlü kapalı koy - limanını mini bir tekne gezisi eşliğinde dolaşıyoruz. Sivastopol'deki turumuzun sonunda ise; yaklaşık 2500 yıl önce bir Yunan kolonisi olarak kurulan, İ.S. 6. yüzyılda ise modern bir antik kent görünümüne kavuşan, dönem dönem Hazar hakimiyeti ve Bizans İmparatorluğu bünyesinde yaşayan görkemli ve büyüleyici "Khersonesos" antik kentini geziyoruz.
Sivastopol'den ayrıldıktan sonra şehir dışında; özel transfer aracımız eşliğinde, Kırım Yarımadası'nda 2. Cihan Harbi'nin geçtiği temel önemdeki cephe, muharebe meydanı ve savaş noktalarının oldukça realist dekor ve malzemeler eşliğinde tasvir edildiği, Kırım'ın en çok ziyaret edilen ören yerlerinin başında gelen "Diaroma" Müzesi ve etrafında bulunan meçhul asker anıtı, dikilitaş, sönmeyen ateş ve açık havada sergilenen savaştan kalma askeri araç ve teçhizatların sergilendiği savaş anıt parkını turluyoruz. Öğleden sonra yemeğimizi, adı; Türkçe'deki "Balıklı Ova" kelimelerinden türetilen, muhteşem berraklıkta ve temizlikteki suyu ile meşhur ufak koy kasabası Balaklava'da deniz kenarında panoramik manzaraya sahip bir restoranda keyifli bir ortamda yemeğimizi yiyoruz. Yemekten sonra Balaklava'dan ayrılarak aracımızla, Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin en turistik ve özellikle yaz aylarında en canlı kenti olan, Karadeniz çapında haklı bir üne sahip meşhur sayfiye şehri Yalta'ya hareket gidiyoruz. Yalta'daki otelimize yerleştikten sonra akşam saatlerine doğru mini bir şehir turu atıyoruz. Otelimize döndükten sonra ise serbest zaman. Sonrasında, isteyen misafirlerimiz için Yalta'nın popüler bir restoranında yemek yiyoruz ve ardından kentin popüler ve hareketli gece kulüplerinden birisinde gecemize devam ediyoruz.

#2#

4. GÜN: YALTA - ALUPKA - ALUŞTA - KOKTEBEL

Yalta'da, sabah otelimizde yapacağımız kahvaltıdan sonra teleferik ile şehrin panoramik izlenebileceği tepeye tırmanıyor ve buradan şehrin genel manzarasını izliyoruz. Yalta'dan öğlene doğru özel aracımız eşliğinde; büyük ve görkemli otellerle dolu, her yıl on binlerce turistin akınına uğrayan, yeşillikler içindeki şirin sayfiye kasabası Alupka'ya doğru geçiyoruz. Alupka'da, ünlü bir İngiliz mimarın oryantal (şarki) biçimde, İskoç-Baronik ve Neo-mağrip mimari üsluplarının hoş bir armonisi ve bileşimi olarak tasarlayarak inşa ettiği ve 19. asrın ilk yarısında bugünün Ukrayna topraklarını kapsayan "Güney Rusya" eyaletinin meşhur valisi olan Mihail Semyonoviç Vorontsov'a ithaf ettiği ve o günden beridir onun adıyla anılagelen muhteşem sarayı profesyonel rehberimiz eşliğinde detaylı olarak geziyoruz. Alupka şehrinden tekrar Yalta'ya doğru dönerken yolda, güney Ukrayna sahillerinin önde gelen tarihi ve anıtsal sembollerinden birisi olan; 1911-12 yılları arasında inşa edilmiş bulunan neo-gotik mimari tarzındaki "Svallow'un Yuvası" adlı meşhur kaleyi dolaşıyoruz. Buradan sonra ise, 2. Dünya Savaşı'nın bitimine doğru 1945 yılının başlarında SSCB, ABD ve İngiltere devlet başkanlarının buluşarak ünlü Yalta Konferansı'nı düzenleyip aynı adlı antlaşmayı imzaladıkları, Çarlık döneminden kalma muhteşem yazlık saray Livadiye'yi geziyoruz. Öğle yemeğimizi, Yalta'nın tepesinde konumlanan, dillere destan meşhur Kırım yemeklerini sunan tanınmış bir restoranda yiyoruz. Öğleden sonra Yalta'dan ayrılmamızın ardından aracımız ile Kırım sahillerinde devam ederekten, üzüm bağlarıyla meşhur sayfiye kenti Aluşta'ya uğruyoruz. Karadeniz'e paralel uzanan, yemyeşil tepelerin ortasında yer alan muhteşem Aluşta kentinde eskiden kalan ve halen kullanımda olan, aynı zamanda 2007'de içerisi Türkiye'den getirilen çinilerle süslenen ve tamiratı bitirilen "Yukarı Camii"ni görüyoruz. Burayı da gezmemizin ardından günün sonuna doğru, geceyi geçireceğimiz Koktebel kentine doğru hareket ediyoruz. Sudak kenti ile Feodosiya şehirleri arasında bulunan, son yılarda giderek artan şekilde Rus ve Ukraynalı turistlerin uğrak merkezi haline gelen, eylül aylarında düzenlenen caz festivali ile oldukça ünlenmiş bulunan, kanyağı ve plajları ile de ayrı bir şöhrete sahip "Koktebel" adlı bu şirin sahil kasabasında konaklayacağımız otelimize yerleştikten sonra dinlenme ve serbest zaman. Akşamleyin isteyen misafirlerimizle birlikte Koktebel'in deniz kıyısında bulunan en iyi restoranlarından birinde yemek yiyoruz.

5. GÜN: KOKTEBEL - FEODOSİYA - SUDAK - SİMFEROPOL

5. ve son günümüzün sabahında Koktebel'deki otelimizde yapacağımız kahvaltıdan sonra otelimizden ayrılıp, biraz ileride bulunan ve yine sahile nazır konumlanan Feodosiya kentine doğru yola koyuluyoruz özel transfer aracımız ile. İ. S. 6. yüzyılda Milet antik kentinden gelen göçmenlerin kurduğu eski bir Yunan kolonisi olan Feodosiya'da; Karadeniz resimleri ile dünya sathında üne sahip, İstanbul ve boğaz resimleri ile Türkiye çapında da epey tanınmış bir ressam olan İvan Konstantinoviç Ayvazovskiy'nin resim galerisini geziyoruz. Sonrasında kısa bir şehir turu yapıyoruz. Tur kapsamında kordon boyunca yürüyüp, ilk olarak eski Ceneviz Kalesi'ni görüyoruz. Ardından, kordon boyunun bitiminde yer alan, 17. yüzyılın ilk yarısından kalma Osmanlı camisi "Kefe Müftü Camii"ni ziyaret ediyoruz. Öğle yemeğimizi Feodosiya'nın, meşhur sahilinde, deniz manzaralı geleneksel bir Karadeniz restoranında yiyoruz. Öğle yemeğinin ardından bugünün son durağı olan Sudak kentine doğru yola çıkıyoruz aracımız eşliğinde. Kırım Tatarlarının yoğunlukla yaşadıkları kentlerden birisi olan ve 1991'de sürgünden dönenlerin yerleştikleri şehirlerden birisi tarihi Sudak şehrinde, kentin en önemli ve simgesel tarihi ve turistik yapısı olan meşhur kaleyi görmek üzere, şehrin en yüksek tepesine tırmanıyoruz aracımızla. Burada 14. Yüzyılda Cenevizliler tarafından yapılmış olan ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde de kullanılmış olan, toplam 30 hektarlık bir alana yayılan ve şu ana değin nice filmin çekildiği devasa kale ile içinde bulunan, Kırım bölgesinde Selçuklulardan kalan tek camiyi geziyoruz. Bir iki saatlik kale gezimiz sona erdikten sonra turumuzu burada noktalıyor ve Sudak'tan çıkıp, İstanbul'a dönmek üzere transfer aracımızla doğrudan, başlangıç noktamız olan Simferopol'e gidiyoruz. Simferopol Havalimanı'na vardıktan sonra bilet, pasaport ve gümrük işlemlerinin ardından THY'den tarifeli uçağımız ile İstanbul'a uçuyoruz. İstanbul Atatürk Havalimanı'na varmamızla birlikte bu keyifli seyahatimizi, bir başka turumuzda görüşmek dileğiyle burada noktalıyoruz.

#3#

#4#

#5#